1 .2 .3 .5 .6 .7 .8 .9 .10 .11 .12 .13 .14 .15 .16 .17 .18 .19 .20 .21 .22 .23 .24 .25 .26 .27 .28 .29 .30
8-TİMUR İMPARATORLUĞU
Babası Barlas kabilesi lideri Turgay olan Timur, 1336'da
Semerkant yakınlarında Keş (Yeşil Şehir)'de
doğmuştur. Timur'un ortaya çıktığı tarihlerde, Çağatay
Hanlığı sarsıntı geçirmekte idi. Otorite
boşluğundan faydalanan, Cengiz hanedanından olmayan emirler,
Çağatay hanlığı içerisinde idareyi
ele alarak nüfuzlarını artırmaktaydı. Nitekim 1360 yılından
itibaren adından söz edilmeye başlayan
Timur, önce Emir Hüseyin ile 1370 yılından itibaren de tek başına
Maveraünnehir'de hâkimiyet
kurmuştur. Bu dönemde girdiği bir savaşta ayağının sakat
kalması sebebiyle tarihlerde Aksak Timur
(Timurleng) diye anılacak olan Timur, Cengiz soyundan gelmediği
için emir unvanını kullanmıştır.
Emir Timur, 1370-1405 yılları arasında yaptığı seferlerle,
Harezm, Doğu Türkistan, İran, Azerbaycan,
Hindistan Delhi Sultanlığı, Irak, Suriye, Altın Orda Hanlığı
ve Osmanlı Devleti'nin de içinde bulunduğu
muazzam büyüklükteki topraklara hâkim olmuştur. Onun
fetihleri, sonuçları açısından, Türk Tarihini
derinden etkilemiştir. Meselâ, Altınorda Hanı Toktamış üzerine
düzenlediği seferler (1391/8)
Altınorda Devleti'nin çöküşüne ve yerine bölge hanlıklarının
kurulmasına sebep olurken, Moskova
Knezlerinin güçlenmesini de beraberinde getirmiştir. Böylece,
XVI. yüzyıldan itibaren Rusya'nın
Kafkaslar ve Deşt-i Kıpçak'a doğru yayılması söz konusu
olacaktır.
Ancak Timur'un Türkistan'a hâkim olması aynı zamanda Özbek,
Kazak ve Türkmenlerin günümüze
kadar ulaşacak olan tarihlerinin de mihengi noktasını teşkil
eder. 1398/99'da Hindistan Delhi
Sultanlığına düzenlediği sefer de bölgedeki siyasî ve kültürel
yapının değişmesine sebep olmuştur.
Ancak Timur'un 1402 Ankara Savaşı ile Yıldırım Bayezid'i
yenip, Anadolu'yu ele geçirmesi, Osmanlı
tarihinde unutulmaz bir yer tutar. Bu olayla, Anadolu'daki Türk
birliği sarsılmış, beylikler yeniden
canlanmış ve "Fetret Devri" dediğimiz taht mücadeleleri
Osmanlı Ddevleti'nin yıpratmıştır.
Ülkesindeki karışıklıklar sebebiyle Anadolu'da fazla
kalamayan Timur, Çin seferine giderken yolda
hastalanarak ölmüştür (1405). Timur'un ölümünden hemen
sonra devlet oğlu ve torunları arasında
paylaşılmıştır. Buna göre; Torunu Muhammed başkent
Semerkant' ta tahta çıkarken, diğer torunları
Pir Muhammed ile İskender İran' da, 3. oğlu Miranşah Bağdat
ve Azerbaycan'da, en küçük oğlu
Şahruh ise Horasan'da yerleşmişlerdir.
Timurlular adı verilen bunlar arasında Şahruh, Maveraünnehir
bölgesini de ele geçirerek, Herat şehri
merkez olmak üzere devletini kurdu. Ardından İran ve
Azerbaycan'ı da hâkimiyetine alan Şahruh
dönemi (1407-1447), Türkistan'da parlak bir kültür hayatının
başlangıcı olmuştur. Şahruh'un ölümü
üzerine, tahta büyük bir alim ve astronom olan oğlu Uluğ Beğ
geçti. Onun iki yıllık saltanatı
mücadeleler içinde geçmiş ve oğlu tarafından öldürülünce
ülke dahilinde büyük karışıklıklar çıkmıştır.
Nitekim Miranşah'ın torunu Ebu Said'in Akkoyunlu Uzun Hasan'a
yenilmesiyle (1469) Horasan'ın
batısında kalan bütün topraklar Akkoyunluların eline geçti.
Timurlulardan yalnız Hüseyin Baykara
(1469-1506) Horasan'da tutunabilmiştir. Başkenti Herat, Türk
tarihinde sayılı kültür merkezlerinden
biri oldu. Ünlü Türk şair ve ilim adamı Ali Şir Nevai
burada yetişmiştir. Baykara'nın oğlu
Bediüzzaman'ın hükümdarlığı zamanında, Özbek hükümdarı,
Şibani Muhammed Han'ın başkent
Herat'ı ele geçirmesi( 1507), Timurluların sonu oldu.
Timurlulardan Babür Türkistan'da başarılı
olamayınca, Hindistan'a giderek (1519) Türk-Hind İmparatorluğu'nu
kurmuştur.
9-TİMUR DAN SONRA TÜRK DÜNYASI
A-Özbek Hanlığı (Şibaniler) (1428-1599)
Batu Han'ın kardeşi Şiban soyundan gelen Ebulhayr Han devletin
kurucusudur. Altınorda Hanı
Özbek Han'ın ahfadından oldukları için devlete onun ismini
vermişlerdir. Özbekler, 1428 yılında
Ebulhayr'ı Sibir şehrinde han ilân etmişler ve Timurluların
içine düştüğü karışıklıklardan yararlanan
Ebulhayr Han da, 1431'de Gürgenç dahil olmak üzere Harezm'e,
1447'ye doğru da Seyhun
dolaylarında Sığnak şehrinden Özkent'e kadar olan bölgeye hâkim
olmuştur. Ancak 1457'deki Moğol
kabilelerin saldırısı yeterli direnç gösterilmediği gerekçesiyle
Özbeklerin bir kısmı Ebulhayr'ın
hâkimiyetini tanımayarak kuzeye göç etmişlerdir. Bunlar
kendi başlarına buyruk hareket
ettiklerinden dolayı Kazak diye anılacaklardır.
Ebulhayr Han, Çağataylılar'dan Yunus Han'a karşı giriştiği
mücadeleyi kaybederek 1468 yılında
ölmüştür. Yerine geçen oğlu Şah-Budak Han ise Yunus Han ve
Timurlulara karşı ülkesini
koruyamamıştır. Onun yerine geçen oğlu Muhammed Şibani Han,
önce Timurluların iç
mücadelelerinden faydalanarak, Maverâün-nehr'i ele geçirmeyi
başardı (1500). Ardından Çağataylılar'ı
yenerek Taşkent ve Sayram bölgelerini (1503), Timurlular'ın
elinden de Harezm, Belh ve Herat
şehirlerini alarak Türkistan'ın en büyük gücü haline gelmiştir.
Ancak Şibani Han, Merv'de Safevi
Hükümdarı Şah İsmail ile yaptığı savaşı kaybederek öldü
(1510).
Muhammed Şibani Han'dan sonra büyük bir sarsıntı geçiren Özbek
Hanlığı uzun bir süre iç
çekişmelerle istikrarsız bir dönem yaşamıştır. Muhammed
Şibani Han'dan sonra Özbeklerin en
büyük hükümdarı olarak kabul edilen II. Abdullah Han zamanında
(1580-1598), hanlık eski gücüne
kavuşmuştur. Fakat 1597 yılında Safevi Hükümdarı Şah
Abbas'a yenilmesi Özbek Hanlığı'nın
parçalanmasına yol açmıştır. Sonuçta Horasan Safevilere,
Taşkent ve civarı Kırgızların eline geçti.
Diğer bölgelerde müstakil hanlıklar kuruldu.
B-Özbek Hanlıkları
BA-Hive Hanlığı (1512-1873):
Şibaniler soyundan İl-Bars, Safevileri Harezm'den atmayı başararak,
merkez Ürgenç şehri olmak
üzere Hive Hanlığı'nı kurdu (1512). Arab Muhammed Han zamanında
(1603-1623), hanlık merkezi
kuraklık sebebiyle Hive şehrine nakledilmiştir. Hanlık
tarihinde iç çekişmeler, Özbek Hanlığı'na,
Moğol Kalmuklar'a, Ruslar'a ve İran'a karşı mücadeleler
eksik olmamıştır. XVI. yüzyılın sonlarına
doğru, Amu-derya'nın yatağını değiştirerek, Hazar Denizi
yerine Aral gölüne dökülmeye
başlaması, bölgede ziraî ve iktisadî hayatın büyük ölçüde
gerilemesine sebep olmuştur. Hanlık,
Afşar hanedanından Nadir Şah'ın Hive'yi ele geçirmesinden
sonra (1740) kısa bir süre İran'a bağlı
kaldı. Deli Petro zamanından beri Orta Asya'da gözü olan
Ruslar, hileyle önce Hazar kıyılarında
üs oluşturup ardından 1873 yılında Hive'ye saldırdılar ve
hanlığı ele geçirdiler. Son Hive hanının
Kızılordu tarafından tahtan uzaklaştırılmasına kadar (
1920) şeklen de olsa Hive Hanlığı varlığını
korudu.
Hive Hanlarından Ebul Gazi Bahadır Han (1643-1665), "Şecere-i
Terakime" ve "Şecere-i Türkî" adlı
eserleriyle Türk tarih ve kültürüne büyük bir hizmette
bulunmuştur.
BB-Buhara Hanlığı (1599 -1868)
II. Abdullah Han'ın ölümü üzerine (1598) baş gösteren iç
çekişmeler ve taht kavgaları Özbek
Hanlığı'nın parçalanmasına yol açmıştı. Halkın ileri
gelenlerinin teklifi ile Astrahanlı Yar
Muhammed'in oğlu Baki Muhammed hanlığa getirildi (1599). Böylece
Buhara'da Şibani hanedanı
yerine Astrahanlılar hanedanı başlamış oluyordu. Bu hanedanın
Canıbeg kolu, İran hükümdarı
Nadir Şah'ın Buharayı işgaline kadar devam etmiştir. Diğer
kolu olan Mangıt Hanedanı ise 1753
yılında Muhammed Rahim Atalık'ın hâkimiyeti ele geçirmesiyle
başlayıp, 1920 yılına kadar devam
eder. Buhara ve Hive Hanlıkları, İran ve Ruslara karşı
Osmanlılar ile iyi ilişkiler kurmuşlardır.
Ancak mesafenin uzaklığı daha sıkı ilişkileri engellemiştir.
1868 yılında Rus hâkimiyetine düşen
hanlık, 1920 yılında yeni Sovyet yönetimi tarafından ortadan
kaldırılmıştır.
BCHokand Hanlığı (1710-1876)
Hive ve Buhara Hanlıkları arasındaki mücadelelerden bıkan
bir kısım halkı etrafına toplayan Şibani
soyundan gelen Şahruh, Fergana'da Hokand merkez olmak üzere bağımsız
bir hanlık kurmayı
başarmıştır (1710). Bir ara Çin hâkimiyetini tanımak
zorunda kalan hanlık, 1876 yılında Ruslar
tarafından ortadan kaldırılmıştır.
C-Yaka Türkmenleri (Türkmenistan)
Büyük Selçuklu Devleti'nin yıkılmasından sonra Türkmenlerin
bir kısmı Mangışlak, Maveraünnehir ve
Horasan'da kalmışlardı. Bu bölgede diğer Türk boyları ile
birlikte önce Moğol, sonra da Timurlular
hâkimiyetinde varlıklarını sürdürmüşlerdir. 17. yüzyılın
ikinci yarısından sonra Moğol asıllı
Kalmukların saldırılarına maruz kalmışlardır. Fakat
bulundukları bölgelerin istilâlara karşı daha
korunaklı olması ve boylar hâlinde yaşamaları sebebiyle Türkmenler
genelde müstakil bir hayat
sürmüşlerdi. Kopet Dağı çevresinde Yamud, İmralı gibi Türkmen
boyları ile bir araya gelerek
güçlendiler. 1835'den itibaren İran ve Hive Hanlığı baskısıyla
Merv bölgesine doğru yayıldılar.
Burada 1855'te Hive Hanlığı, 1860'ta da İranlıların saldırılarını
savuşturarak istiklâllerini korudular. Bu
dönemde başlarında Kuşid Han bulunuyordu . Türkistan'daki
Rus ilerleyişi karşısında büyük direniş
gösteren Türkmenler, 1879'da Göktepe'de Rusları ağır
yenilgiye bir uğratmışlardır. Daha sonra aynı
mevkide yapılan savaşlarda verilen kayıplar ve uğradıkları
katliamlar sonucunda, Rus hâkimiyetini
tanımak zorunda kalmışlardır(1884). Çarlık döneminde Türkmenler,
ağır baskılara maruz kalmışlardır.
Bu baskılar Sovyetler döneminde de devam etmiştir. Bu dönemde
Hazar kıyılarından Merv bölgesine
kadar uzanan bölgelerde Türkmenistan Sovyet Sosyalist
Cumhuriyeti adıyla sözde bir devlet
kurulmuştur. Bu devlet 1991 yılında bağımsızlığını ilân
ederek Türkmenistan Cumhuriyeti adını
almıştır.
1 .2 .3 .5 .6 .7 .8 .9 .10 .11 .12 .13 .14 .15 .16 .17 .18 .19 .20 .21 .22 .23 .24 .25 .26 .27 .28 .29 .30