1 .2 .3 .5 .6 .7 .8 .9 .10 .11 .12 .13 .14 .15 .16 .17 .18 .19 .20 .21 .22 .23 .24 .25 .26 .27 .28 .29 .30
B-BİRİNCİ GÖKTÜRK KAĞANLIĞI
Göktürkler'in tarih sahnesine çıktıkları sıralarda Orta
Asya Moğol asıllı Juan-Juanların hâkimiyetinde
idi. Göktürkler de Altay dağları civarında, önemli bir
siyasî güç hâlinde onlara bağlı olarak
yaşıyorlardı. Bu esnada geleneksel sanatları demircilikle uğraşan
Göktürkler, Juan Juanların
silâhlarını imal etmekteydiler.
Göktürkler, daha 534 yıllarında Çin ile diplomatik ilişkiler
kuracak güce erişmişlerdi. Bu sıralarda
başlarında Bumın bulunuyordu. Bumın, bir Türk boyu olan Töleslerin
isyanını bastırması karşılığında
Juan Juan Kağan'ının kızı ile evlenmek istedi. Ancak bu isteğinin
kabaca geri çevrilmesi üzerine
Bumın, üst üste vurduğu darbelerle onların bütün topraklarını
ele geçirmiş ve kağanlarını da
öldürmüştür. 552 yılında meydana gelen bu olayla Göktürk
devleti de kurulmuş oluyordu. İl-Kağan
ûnvanını alan Bumın, devletinin merkezî olarak da, Büyük
Hun devletinin merkezinin bulunduğu
Ötügen'i (Orhun ırmağının hemen batısı) seçti.
Türk devlet geleneğine göre devlet doğu ve batı olmak üzere
iki kanat hâlinde teşkilâtlanmaktaydı.
Devletin batı kanadı doğunun yüksek hâkimiyetini tanımak
durumundaydı.
Bumın doğuda kağan olduğu zaman, küçük kardeşi İstemi de
Yabgu unvanıyla devletin batı
kanadının başına geçti. (552-576). Bumın Kağan'ın devleti
kurduğu yıl içerisinde ölmesi üzerine
yerine oğlu Ko-lo (Kara) kağan olmuştur. Ancak O'nun da erken
ölümü ile kısa süren kağanlığının
ardından, Bumın' ın diğer oğlu Mukan Kağan'ı (553-572),
devletin doğu kanadının başında görüyoruz.
Onun zamanında İstemi Yabgu batı kanadını yönetmeye devam
etmiştir. Mukan Kağan, devleti
daha da güçlendirerek, hâkimiyetini genişletmiş ve Çin üzerinde
baskı kurmuştur.
Devletin batı kanadını idare eden İstemi Yabgu, kısa zamanda,
Altayların batısını Isık göl ve Tanrı
dağlarına kadar hâkimiyeti altına aldı. batıdaki
faaliyetleri sonucunda, Orta Çağ'ın en büyük iki devleti
Sasani ve Bizans imparatorlukları ile ilişkiler kuruldu. İpek
Yolu'nu ellerinde tutan Akhun (Aftalit)
devleti, Sasanilerle iş birliği yapılarak ortadan kaldırıldı
. Toprakları Ceyhun nehri (Amuderya) sınır
olmak üzere iki devlet arasında paylaşıldı (557). Böylece Göktürkler
egemenliklerini Kuzey
Hindistan'daki Keşmir bölgesine kadar uzatacaklardır.
Göktürkler'le Sasaniler'in arası İpek Yolu meselesinden dolayı
bozuldu. Sasanilere karşı Bizans ile
iş birliğine yönelen İstemi, İstanbul'a bir elçilik heyeti
gönderdi.
İmparator II. Justinos tarafından kabul edilen bu heyet, aynı
zamanda Orta Asya'dan Doğu Roma'ya
giden ilk resmî heyetti (568). Bizans da ipek ticaretinde
Sasaniler'in aracılığından memnun değildi.
Bu sebeple Göktürklere karşı bir elçilik heyeti göndererek
iki devlet arasında ittifak yapıldı (571). Bu
ittifak neticesinde 571 yılında 19 yıl sürecek olan Sasani-Bizans
savaşları başlamıştır. Bu savaşlar
her iki devleti de sarsmış ve İslâmiyet'in İran'da yayılıp
yerleşmesinde büyük rol oynamıştır. Dünya
tarihinde çok önemli gelişmelere yol açan bu duruma, İstemi'nin
batı siyasetinin katkısı büyüktür.
Mukan Kağan'ın 572 yılında ölmesi üzerine Göktürk tahtına
kardeşi Ta-po geçti. Ağabeyinden
sağlam bir devlet düzeni devralan Ta-po, daha çok kültür
meseleleri ile uğraşmıştır. O'nun
zamanında, Çin edebiyat ve fikir eserleri Türkçeye tercüme
edilmiştir. Ta-po devri Göktürk
kağanlığının en parlak devri olmakla birlikte çöküşün
de başladığı devirdir. O kağanlığın kendi
idaresinde bulunan doğu kanadını ikiye ayırarak doğu tarafındaki
kısma kardeşi Ko-lo'nun oğlu
İşbara'yı, batıdaki kısma küçük kardeşi Jo-tan'ı tayin
etti. Ayrıca Türk töresi ile çelişen Budizm'i
benimsemiş olması hata olarak kabul edilmektedir. Çünkü büyük
sürülere sahip olan atlı ve savaşçı
Türklerle, et yemeyen, hayvanları bile öldürmeyen Budistler'in
temel inançlarının uyuşmasının hiç
imkânı yoktu.
Göktürk Kağanlığının doğu kanadında bu zayıflama
belirtilerinin görüldüğü bir sırada batı kanadının
başında bulunan İstemi Yabgu öldü (576).
İstemi'nin yerine kağanlığın batı kanadının başına oğlu
Tardu geçti (576- 603). Kağanlığın doğu
kanadında ise Ta-po Kağan'ın 581 yılında ölmesi üzerine
yerine kardeşinin oğlu İşbara kağan oldu.
İşbara'nın kağanlığı devrinde, batı kanadında görev
yapan Tardu, ihtirası yüzünden doğunun
üstünlüğünü tanımaması üzerine devlet 582 yılında
resmen ikiye ayrılmış oldu.
C-DOĞU GÖKTÜRK KAĞANLIĞI
İşbara'nın kağanlığı zamanında Çin'in Doğu Göktürk
Devleti üzerinde baskısını artırdığını görüyoruz.
Onun 587 yılında ölümünden sonra, başa geçen kağanlar
zamanında bu baskı ve Çin'e has
entrikalar artarak devam etmiştir. Devlet Şi-pi Kağan devrinde
(609-619) toparlanır gibi olmuş ise de,
onun ölümü ile Çin tehdidi kendini tekrar göstermiştir.
Nihayet Kie-li, kağanlığı zamanında, 630
yılında yapılan bir savaşta yenildi ve yakalanarak Çin'e gönderildi
. Bu tarih, Doğu Göktürkleri'nin
istiklalinin de sonu kabul edilir.
630 yılında başlayan Çin hâkimiyeti yarım yüzyıl sürdü.
Bu süre içerisinde Çin'e karşı birçok
ayaklanma gerçekleşmesine rağmen, bunların hepsi Çinliler
tarafından kanlı bir şekilde bastırılmıştır.
Bunlar içerisinde en dikkat çekeni, Kürşad isimli bir Türk
prensinin 39 arkadaşı ile kalkıştığı
ayaklanmadır. Bu ayaklanma hepsinin kahramanca ölümü ile sonuçlanmıştır.
Ancak bu tür
hareketler, Türklerin hürriyet ve istiklâl arzularını sürekli
canlı tutmuştur.
D-BATI GÖKTÜRK KAĞANLIĞI
582 yılında ikiye ayrılan bu iki Göktürk kanadı, hâkimiyet
mücadelesi yüzünden birbirlerinin
düşmanı hâline gelmişlerdi. Batı Göktürkleri'nin başında
bulunan İstemi Yabgu'nun oğlu Tardu, bir
yandan doğuya üstünlüğünü kabul ettirmek için uğraşırken,
bir yandan da batıda yeni fetihlere
girişmişti. Bu faaliyetleri neticesinde Maverâünnehir ve
Harezm bölgesi yanında Ötügen, Kuzeybatı
Moğolistan ve Kaşgar'a kadar hâkimiyetini genişletti. Ancak
Tardu, Göktürk birliğini sağlamak için
çok şiddetli davranıyordu. 601 yılında Çin başkenti yakınlarında
yapılan savaştan sonuç
alınamaması pek çok Türk ve yabancı kavimlerin isyanına
sebep oldu. Tardu, bu isyancılar ile baş
edemeyerek 603 yılında tarih sahnesinden çekildi. Tardu'dan
sonra Batı Göktürkleri'nde iç
karışıklıklar uzun yıllar devam etti. Bir ara Tardu'nun
torunu olan Tong-Yabgu zamanında (619 -630)
devlet nizamı sağlanmış ise de 630 yılında bir mücadelede
ölmesi, Batı Göktürklerinin sonunu
hazırlamıştır. 630 yılı Göktürk tarihî için kara bir yıl
olmuş, her iki Göktürk devleti de aynı yıl
içerisinde Çin'e bağlanmıştır.
E-İKİNCİ GÖKTÜRK KAĞANLIĞI
630 yılında başlayan 50 yıllık esaret döneminde Çin, Türk
kavimlerini durmadan yerinden oynatır,
parçalar ve böler. Yapılan ayaklanmalar da çok kanlı bir şekilde
bastırılır. Ancak bu baskı ve şiddet
dönemi Türklerin millî benliklerini yok edemez. Aksine Türklerdeki
millî şuuru daha da perçinler.
Türklerin bu devirde içine düştükleri hüzün ve kederin, acıklı
ve ibret dolu ifadelerini Orhun
Kitabeleri'nde görmek mümkündür.
II. Göktürk Kağanlığı, baskı ve zulüm devirleri ardından
681 yılında Göktürk hanedan soyu Aşına'dan
gelen Kutlug tarafından kuruldu. Kutlug, az zamanda akıl hocası
Tonyukuk ile kağanlığı, Ötügen
başkent olmak üzere yeniden teşkilâtlandırmıştır. Bu
sebeple Kutlug Kağan'a İl'i=devleti derleyip
toplayan manasına İlteriş ûnvanı verildi. Ordu ve diplomasi
işlerini Bilge Tonyukuk'a bırakan İlteriş
Kağan, kardeşi Kapagan'ı da şat tayin etti. Devlet
kurulduktan sonra, elli yıllık esaret hayatının
acısını çıkarmak ve Türklerin kırılan gururlarını tamir
etmek için Çin'e karşı sayısız akınlar yapıldı.
Hatta bu akınların birinde 23 Çin şehrinin tahrip edildiği
ve Okyanus'a kadar ulaşıldığından
bahsedilmektedir. Orhun Kitabeleri'nde İlteriş Kağan'ın en büyük
destek ve yardımcılarından birinin
eşi İlbilge Hatun olduğu belirtilmektedir.
İlteriş Kağan 692 yılında öldüğü zaman Göktürk Devleti
eski haşmet ve gücüne erişmiş bulunuyordu.
Yerine biri 8 yaşında Bilge, diğeri 7 yaşında olan Kül
Tigin adlı oğullarının yaşlarının küçüklüğü
sebebiyle, kardeşi Kapagan, kağan oldu (692-716).
Kapagan Kağan devri, fetihlerin devam ettiği ve Türk birliğinin
kurulduğu bir devir olmuştur.
Kapagan, bu birliği gerçekleştirmek için gerektiğinde çok
şiddetli davranmıştır. Bu sebeple Kırgızlar,
Türgişler ve Basmıllar itaat altına alınmış, Karluklar ve
Oğuzlar cezalandırılmıştı. Ayrıca onun
zamanında tarım reformu ve tohum ıslahı gibi hareketlere de
girişilmişti. Bu amaçla gelişmiş Çin
tarımının tekniklerinin uygulanması için Çin ile savaşılmıştır.
Kapağan Kağan 716 yılında öldüğü zaman şiddet politikasının
bir neticesi olarak devlet içerisinde
büyük karışıklıklar baş gösterdi. Yerine geçen oğlu İnal
bu meselelerle baş edecek kabiliyette
olmadığı için idareyi İlteriş'in oğulları Bilge ve Kül
Tigin almak zorunda kaldılar.
Her ikisi de amcaları Kapagan'ın kağanlığı zamanında önemli
devlet görevlerinde bulunmuşlar ve
başarı göstermişlerdi. Bilge, şat ûnvanı ile devletin Batı
( Sol) kanadının başında bulunmuştu. 716
yılında Bilge, Kağan olunca küçük kardeşi Kül Tigin, ağabeyinin
yerine devletin batı kanadının
başına geçti. Kül Tigin aynı zamanda ordunun düzenlenmesi işini
de üzerine almıştı. Babalarının
başveziri olan Bilge Tonyukuk tecrübeli bir devlet adamı kimliği
ile aynı görevine devam etti.
Eski Türk devlet anlayışına göre iyi bir kağanın başlıca
iki özelliği olmalıydı: Bilgelik ve alplik. Bu iki
kardeşten Bilge Kağan, bilgelikle; Kül Tigin ise alpliği,
cesareti ile şöhret kazanmıştır.
Bilge Kağan zamanında devlet, eski güç ve itibarına kavuştu.
Çin ile ittifak hâlinde olan güçlü Moğol
kabileleri ve Basmılların oluşturduğu tehdit ortadan kaldırıldı
. Böylece doğuda ve batıda kağanlık
sınırları doğal sınırlarına kavuşmuş oldu. Bilge Kağan
devri (716-734), İkinci Göktürk Devleti'nin en
parlak devri olmuştur. Bu başarılar, üç Göktürk büyüğünün;
Tonyukuk, Bilge ve Kül Tigin'in azim,
gayreti ve hepsinden önemlisi uyumlu çalışmaları ile elde
edilmişti .
Önce Tonyukuk'un 725, sonra Kül Tigin'in 731 yılında ölümü
üzerine, iki büyük yardımcısını
kaybeden Bilge Kağan da 734 yılında öldü. Bu üç Türk büyüğü
adına ayrı ayrı dikilen kitabeler, bu
çağın ölmez hatıralarıdır.
Göktürk Kitabeleri'nde de söylendiği gibi, küçükler, büyükler
gibi yaratılmadığı için, Bilge
Kağan'dan sonra gelen Türk devlet adamları da bilgisiz ve kötü
olmuşlardı. Ayrıca Dokuz Oğuzlar
yani Uygurlar, Karluklar ve Basmıllar gibi Türk kavimleri de güçlenmişlerdi.
İşte 743 yılında bu üç
Türk kavminin, Basmıl Türklerinin başkanlığında toplanıp,
Göktürk Devleti'ni yıkmalarıyla Göktürk
devri de sona ermiştir.
Başlangıçta yalnızca akın ve savaşlar için kurulmuş gibi
görünen Göktürk Kağanlığı, artık VIII.
yüzyılda, bir kültür devleti olma yoluna girmişti. Ayrıca Türkçe
konuşan ve kendilerini birbirine yakın
hisseden bütün Orta Asya halklarını bir araya getirmişti .
Göktürklerin kurup geliştirdiği yüksek devlet anlayışı
Orta Asya Türk boylarının kolay kolay
hafızalarından çıkmamıştır. İşte bu açıdan 744'te
kurulan Uygur devleti Göktürklerin bir devamı
gibidir.
1 .2 .3 .5 .6 .7 .8 .9 .10 .11 .12 .13 .14 .15 .16 .17 .18 .19 .20 .21 .22 .23 .24 .25 .26 .27 .28 .29 .30